22 Temmuz 2006

İnsan Kaynakları ve Endüstri Mühendisliği

ile Yunus KALDIRIM

Artık işletmelerde “LİDER BİRİM” olmaya aday haline gelen insan kaynakları ile endüstri mühendisliği arasındaki ilişkiyi konu alan bildirilerden birini Elginkan Holding İnsan Kaynakları Müdürü Dr. Habibe AKŞİT sundu. AKŞİT, “İşletmelerde diğer birimleri destekleyen, onlara perspektif sunan birim olma konumuna gelen İNSAN KAYNAKLARI kendi işlevini yerine getirirken başta endüstri mühendisliği olmak üzere psikoloji, işletme, sosyoloji, istatistik vb. disiplinlerin bilgi ve perspektiflerini de kullanmak zorundadır” dedi. İnsan kaynakları yöneticilerinin diğer işletme disiplinlerinden yararlanırlarken, her birini pazıldaki yerlerine oturtması gerektiğini belirten AKŞİT, işletmelerde insan kaynakları yöneticilerinin bütünsel bakış açısına sahip olmaları gerektiğini, değişime uyum sağlamalarının ve değişimi yönetmelerinin önemli olduğunu vurguladı, ancak bu misyonu kimsenin insan kaynakları yöneticilerine hediye etmeyeceğini söyledi.

British American Tobacco İnsan Kaynakları Müdürü Funda Saltuk OĞUZ ise “Endüstri Mühendisliği ve İnsan Kaynakları” başlıklı sunumunda, insan kaynakları yöneticiliği mesleğinde “endüstri mühendisliği” eğitimi almasının avantajını yaşadığını belirterek özetle şunları söyledi: “Endüstri mühendisleri işletmelerde her kademede rol alabilen, sosyal ve matematiksel donanımları ile bütünsel yaklaşım yetenekleri gelişmiş çalışanlar olarak dikkat çekmektedirler. Endüstri mühendisinin ilk hedefi bulunduğu her pozisyonda verimliliktir. İnsan kaynaklarında da esas olan budur. Bu nedenle son zamanlarda “insan kaynakları yöneticisi” pozisyonuna endüstri – işletme mühendisleri tercih edilir olmuştur.” Funda Saltuk OĞUZ bir soru üzerine de kişisel gelişmeyi iş saatlerinin içinde değerlendirdiklerini, iş dışı yaşama eğitim ve gelişim çalışmalarının taşın-masını tercih etmediklerini söyledi. İş dışındaki yaşamın bireyin kendisine ait zaman olduğunu savunan OĞUZ, insan kaynakları yöneticilerinin çalışanı yönlendirmek ve mesleki gelişimine yardımcı olmak gibi önemli görevleri bulunduğunu vurguladı.

HP Türkiye Kurumsal Müşteriler Pazarlama Müdürü Işık Deliorman AYDIN ise hem insan kaynakları hem de pazarlama yöneticisi pozisyonlarında endüstri mühendisliği eğitimi almanın önemli desteğini gördüğünü söyledi. Hizmet sektörünün henüz endüstri mühendislerinden nasıl yararlanacağını tam olarak bilmediğini belirten Işık D. AYDIN, bu nedenle işletmelerde “endüstri mühendisi” adının ön plana çıkıp çıkmadığına bakmadan sistem bilinciyle işleyen bir mekanizmanın oturtulması gerektiğini söyledi. İşletmelerin eskiden 5’er yıllık planlar yapabilirlerken günümüzde bir yıllık planlarla yetinmek zorunda kalındığını söyleyen AYDIN, dışarıda sürekli değişen koşulların varlığını unutmadan geleceğe yönelik alternatifli planlarla hazırlıklı olunması gerektiğini vurguladı. İşletmelerin en değerli sermayelerinin “entelektüel sermaye” dolayısıyla “insan” olduğunu belirten AYDIN, artık iş süreçlerinin iş dışındaki yaşam süreçleri ile geçişken olmaya başladığını savundu. Günümüzde iş zamanı ve diğer zaman diye net bir ayrımdan söz etmenin zorlaştığını belirten AYDIN, bilgiye her zaman ve her yerde ulaşılabilir olduğunu, böylece kişisel gelişim süreçlerinin 24 saate yayılmaya başladığını söyledi.

Işık Deliorman AYDIN, en sevdiği sözcüğün “optimizasyon” olduğunu vurgulayarak, “İşletmelerde genellikle maliyetleri minimize etmek, verimliliği maksimize etmekten söz edilir. Oysa uzun vadede optimizasyon önemlidir. Minimizasyon ve maksimizasyon kısa vadeli öngörüler olmaktan öteye geçemez, çünkü bu değerler sürekli denge hali olmaktan uzaktır. “ dedi.

İş Bankası İnsan Kaynakları Müdürü Tülin AYKIN Endüstri Mühendisliğini diğer mühendislerden farklı kılan en önemli niteliğin, insan odaklı olması ve bütünsel bakış açısıyla olaylara yaklaşması olduğunu belirterek, “Yani sistemin merkezindeki en önemli faktörün insan faktörü olduğunun bilincinde olma ve sistemin tüm bileşenlerini etkileşimli sonuçlar bütünü içerisinde ele almaktır.” dedi.

AYKIN Endüstri Mühendislerinin bir örgütün kendi özgün uğraşları yanında, farklı alanlardaki uzmanlarla yönetim arasında bir köprü gibi iletişim görevi de yaptıklarını vurguladı. AYKIN konuşmasında özetle şunlara değindi:

“İşe Alma ve Yerleştirme Sisteminde, şirket bünyesine dahil olacak eleman seçiminden bu kişilerin yerleştirme işlemine kadar olan süreçte doğru kararların alınması, en uygun adayların belirlenmesi ve bu kişilerin doğru işlerde istihdam edilmeleri, Performans Değerleme sisteminde, çalışanların verimliliğini ölçebilme, verimi düşük personelin performansına yansıyan olumsuzlukların irdelenerek önlemlerin alınabilmesi, Eğitim Yönetimi Sisteminde, şirket genelinde ve çalışan bazında ihtiyaçlara uygun eğitimlerin planlanabilmesi, Kariyer Yönetimi Sisteminde, performans değerlendirme sonuçlarından da yararlanarak şirket içinde çalışanların kariyerlerinin doğru yönde, kişilerin özellikleri ve örgütün ihtiyaçları paralelinde yönlendirilebilmesi, Ücret Yönetimi Sisteminde ise çalışanların performansları ile doğru orantılı olarak ücretlendirilebilmeleri şirketin de performansına etki edecek yönlerdir.

Bu sistemlerin planlanması ve yönetilmesinde hem şirket ihtiyaç ve gerekliliklerinin hem de çalışanın nitelik ve kapasitesinin doğru analiz edilmiş olması gerekmektedir.

Endüstri Mühendislerinin eğitim süresince edindikleri sorgulama, soyutlama ve analitik olarak ifade etme, Optimizasyon, Olasılık ve İstatistik kavramlarını karar verme sürecine uygulama yetenekleri ve diğer mühendisliklerden farklı olarak sosyal yönlerini de ön plana çıkararak İnsan Kaynakları uygulamalarında da fark yaratabilecek kapasiteye sahip oldukları düşünülmektedir.”
Kaynak:Endüstri Mühendisliği Dergisi, Makine Müh.Odası,Ekim-Kasım-Aralık 2002