05 Ağustos 2006

Endüstri Mühendisliği Gerekli mi?

ile Yunus KALDIRIM

Bu soruyu ilk gören bir endüstri mühendisi savunmacı bir tavırla cevap üretir. Bu cevaplar soruyu tam on ikiden hedef almıştır ki kimse soruyu sahiplenemez. Sorulara verilen yanıtlar yorumsuz şöyledir:
Bizler eğitimlerimizi alırken ilk iki yıl sadece temel mühendislik eğitimi almadık. son iki sene de sadece işletme okumadık. eğer ilk iki yıllık ders listesini incelerseniz diğer mühendislik dallarından daha çeşitli dersler aldığımızı göreceksiniz. üçüncü sınıfta da bu böyle sürer. dörtte biraz daha mesleki eğitimdir. yani sadece endüstriye yönelik. çünkü endüstri mühendisleri hizmet ya da üretim hangi sektörde olursa olsun branş mühendislerinin açığı olan yönetim ve denetim basamaklarını doldurmak üzere
yetiştirilirler.

endüstri mühendisleri çalıştıkları işletmelerde oldukça somut sonuçlar ortaya koyarlar. bu genelde diğer branş mühendislerince de hoş karşılanmaz. çünkü genelde üretimde ya da hizmette üreten bu arkadaşlarımız önce iş sonra iş sonra yine iş ve ne
olursa olsun iş derlerken endüstri mühendisleri tabii önce iş.. ama dur bakalım… bu bana neye mal oluyor.. nelerimi götürüyor.. üretmeme değer mi… diye bakarlar.. ya da kardeş sen bunu yapmanın daha ekonomik bir yolunu bul… üretiyorsun iyi güzel de canıma da okuyorsun.. der… bunu diğer branşlar diyemez mi derler tabii. ama onlar bunu demek için yetiştirilmemişlerdir.

aldıkları eğitimin üzerine iki yıllık yüksek ile bu nitelikleri kazanabilirler mi??? tabii.. biz de adet olduğu üzere herkes kendi mesleğini çok iyi icra etmiş gibi.. ben onu da yaparım derler.. can dostum madem endüstri mühendisliğinde gözün vardı… neden onu okumadın… üstelik gereksiz gördükleri bir mühendisliği yapma derdine düştüklerine göre… çok ta gereksiz değilmiş… diye de düşünmeliler. en iyisi artık okullarımızda çift daldan yararlanıp endüstri mühendisliği diploması da alabilirler. başaranın önünde saygı ile eğilirim…saygılar…

mühendis sözcüğü hendese kökünden gelir. yani hesap yapmak.. yani hesap yapan… yani bunun hizmet ya da üretim sektöründe olması mühendisin niteliğini ya da adını değiştirmez.

yalnız bu arkadaşları biraz da bizim temel mühendislik dalları dediğimiz dalların “yurtdışında”ki üniversitelerde verdikleri mezunların adlarını sorgulamalarını öneririm. inşaat mühendisi mezun etmezler.. makine mühendisi mezun etmezler..elektrik
mühendisi mezun etmezler.. yani bildiğim kadarıyla..alt disiplinlerde mezun verirler.. baraj.. yol.. yapı.. uçak… hidrolik.. vs… yanılıyorsam da düzeltirlerse mutlu olurum..

sadece matematik bilen biri mühendis olabilir mi? evet olabilir. neden olmasın? üstüne iki yıl temel mühendislik alır.. olur biter… )) tabii ki tek başına yeterli değil. arkadaşlara teşekkür
etmelisiniz. matematikteki üstünlüğünüzü kabul etmişler. benim o kadar iyi değil ama neyse. şaka bir yana, endüstri mühendisliğinde sadece matematik okunmuyor.. ama matematiği iyi olmayan endüstri mühendisliğini başaramıyor… çünkü bizim mesleğimizde mantık… çok önemli… bu en sağlam matematik
eğitimi ile verilir. farkında olmasak ta biz bunu alırız. “analitik düşünen” diye bir moda tanımlayıcı var ya.. işte onu öğretiyor matematik bize… sadece matematik bilen belki mühendis olamaz ama matematik bilmeyen de mühendis olamaz.. bu bir gerçek..

yurtdışında olmayan mühendislik hangisi anlayamadım. ama eminim ki herkes gibi siz de endüstri mühendisliğinin kaynağının abd olduğunu biliyorsunuzdur. Avrupa da da pek çok üniversitede bu bölümün olduğunu biliyorum. Avrupalı birkaç meslektaşımla da çalıştım.  şimdilik bu kadarcık…
Sonay GENÇ(Bayan) -11 Ağustos 2005

Ben 3.sınıfa yeni geçtim…
Birincisi herkesin niye kendi mesleğiyle ilgilenmeyip
bizi tartıştığını anlamıyorum…sanırım meyve
verdiğimiz için..
eğer daha iyi yapacağına inanan varsa yapsın…ben
sorun yapmam bunu…
bana kalırsa en iyi savunma bu…savunma yapmaya
çalışırsak kendimize güvenimiz olmadığı bile
anlaşılabilir…neyse çok da fikir yürütüp polemiğe
sürüklenmekte bir yarar görmüyorum..
Bahadır ESER-11 Ağustos 2005

Endüstri mühendisliği ile ilgili olumsuz yorum
yapanların neredeyse tamamı end. müh.ün ya ne
yaptığını bilmez yada yanlış bilir benim gördüğüm
kadarıyla.
Endüstri mühendisliği,çevre mühendisliği vs gibi
mühendislikler disiplinler arası tabir edilen
mühendisliklerdir,bunlar zaman içerisinde ortaya çıkan
ihtiyaçların temel mühendislik dallarıyla çözüme
ulaştırılamaması üzerine gelişmiştir,dolayısıyla
mühendis olmak için tek bir disipline bağlı olmak gibi
bir gereklilik yoktur,endüstri mühendisliğinin dayandığı temel, sistem yaklaşımıdır bu endüstri
mühendislerinin olaylara bakışını şekillendiren
düşünce yapısıdır.
bunun yanı sıra bu yaklaşım çerçevesinde çözüm üretmek
için kullandığı hem matematiksel teknikler hem de
temel mühendislik dalları içinde görülmeyen
sosyal,beşeri araçlar da bulunmaktadır,zaten bu
tartışmalarda daha çok end. müh. bu yönünden dolayı
ortaya çıkar,netice olarak mühendis hangi dalda olursa
olsun düşünülmeyeni düşünmeye,yapılmayanı yapmaya
çalışan insandır… Mete ÇAVDAR – 11 Ağustos 2005

Belirtmeliyim ki endüstri mühendisliği gereklidir. Ama
endüstri mühendisinin yaptığı başka kimse yapamaz
demek biraz kesin bir yargı. Ben elektronik
mühendisiyim ve isletme üretim yönetiminde yüksek
lisans öğrencisiyim. Temeli aldığımdan dolayı ileride
elektronik sektörü için endüstri mühendisinin
yapabildiği isi yapabilirim diye düşünüyorum. Bu konu
üzerine çalışırsam tabii ki.

Mühendislikte her şey okulda öğrenilmiyor. Sadece bakış
acısı kazanıyorsunuz. Beş yıldır elektronik
mühendisiyim,çalıştığım dalın dışında yine elektronik
mühendisliğinin bir alt dalında çalışmam için bile
yeni mezun gibi sıfırdan başlamam gerekiyor. Aynı şey
endüstri mühendisliği için de geçerlidir sanırım.

Tübitak yayınlarında “Bir mühendisin dünyası” adli
bir kitap var. Orada aynen bir şöyle diyor:
“Bir mühendis her isi yapabilir. Bir senaryo yazarı
olabilir. Hatta mühendis olduğunu söyleyen bir
fahişeye bile rastlarsanız şaşırmayın”
Gökhan BİLEKDEMİR -11 AĞUSTOS 2005

Yeni mezun olmuş bir ENDÜSTRİ MÜH. olarak yapılan bu tartışmaları yıllardır okulda diğer mühendislik alanlarındaki arkadaşlarımızla yaptığımız ufak atışmalara benzetiyorum.    Bir hatırlayalım bakalım!!! ” Nolucaksın oğlum/kızım sen  BÜYÜYÜNCE diye sorulan soruları. Kimimiz doktor kimimiz, öğretmen kimimiz de bakkal demez miydik? belki iş hayatında çok büyük bir tecrübem yok ancak bir süper market yöneticisi olarak şunu söyleyebilirim ki endüstri mühendisliği alanında aldığım eğitim yelpazesi sayesinde, kimi zaman karşımdaki insanı yönetirken, yönlendirirken onun yerine kendimi koyabilip empati yapabilmem ve birlikte problemlere çözüm üretebilmemiz ve ondaki değişimleri izlerken aldığım his bir doktorun hastasını iyileştirdikten sonraki aldığı haza çok benziyor. Çevremizdeki insanlara  onların bilmedikleri ve belki de çok uzun zaman uğraştıkları bir şeyi çok kısa zamanda ve kendilerini yormadan yapabileceklerini öğretmenin ne demek olduğunu düşünün.(kutsal bir meslek olan öğretmenlik gibi…) bunu endüstri mühendisi bakış açısıyla değerlendirin..   Ya da benim gibi bir aile şirketini kara düzen çalışmaktan ileriye yönelik yatırım yapmak için önünü görür, sistemli çalışan ve sürekli iyileştirmeye hevesli hale getirmeye çalışan nice endüstri mühendislerini düşünün. Biz değil miydik girişimciliği kara düzenden alıp da sistemli fizible, istatistik verilerle çalışan geçmişe bakıp geleceğe yön veren trendi yakalamayı değil trend yaratmayı hedefleyen, misyonu vizyonu yaratan, stratejik planlar yapan, projelerle boğuşup bunları SOMUT bir şekilde ortaya koyan, değişimi yönlendiren.   Bence endüstri mühendisliği yukarıda saydıklarım ne kadar gerekli ise o kadar gerekli. biz endüstri mühendisleri olarak bir makine mühendisi elektronik mühendisi ya da bilgisayar mühendisiyle kendimizi karşılaştırmaktansa ya da bu mühendislik alanları yanında varlığımızı sorgulamaktansa onlarla uyum içerisinde nasıl değişimi yönetebiliriz ya da sinerji (bu kelimeye hastayım. CEM YILMAZ’ da öyle galiba) yaratabiliriz hep bunu sorgulamalıyız. Bırakın kim ne derse desin. Ben hep derim atalarımız H.FORD’dan- BABAMIZ(?) TAYLOR’dan çok daha önce bulmuşlar bu kavramı. Neden mi baksanıza 1 cümleyle bir kitaba sığmayacak şu kelimelere:AYNASI İŞTİR KİŞİNİN LAF’A BAKILMAZ….
Serhat KARA -13 Ağustos 2005