16 Temmuz 2011

Salâtü’l Fâtih

ile Yunus KALDIRIM

Allahım! Kapalılıkları açan geçmişe son veren hakka hakikatla destek olan mahlukatı senin doğru yoluna ileten Efendimiz Muhammed’e O’nun aline ve ashabına O’nun yüce kadrü kıymetince salat eyle selam eyle ve O’nu mübarek kıl.

Muhammed el-Bekrî (Kuddise Sirruhû) ya ait olan bu salât öyle büyük bir salâttır ki Rasûlüllâh

(Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) in mana alemindeki beyanı veçhile ömründe bir kere dahi bu salâtı okuyan kişi cehenneme girmez. (Cehenneme girmesi mukadder olana nasip edilmez.)

Mağrib sâdâtından bazısının nakline göre bu salât Allâh-u Te’âlâ tarafından bir sahife ile bu zata indirilmiştir. Bu salâtın bir defa okunması altı kere Kur’ân-ı Kerîm’in hatmine denktir. Bir rivayet onbin, bir rivayet altıyüzbin salât okumaya muâdildir.

Bu salata kırk gün devam edene Allâh-u Te’âlâ bütün günahlardan tevbe nasib eder. Her kim bu sîğayı perşembe veya cuma ya da pazartesi gecesi bin defa okursa Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ile uyanık halde buluşur.

Ancak bu, dört rekat namazın ardından okunmalı, bu namazın birinci rekatında üç kere Kadr Sûresi, ikinci rekatında üç kere Zelzele Sûresi, Üçüncü rekatında üç kere Kâfirûn Sûresi, dördüncü rekatında da üçer kere mu’avvizeteyn (Felak ve Nâs sûreleri) kıraat edilmelidir ve bu salâtın tilâveti esnasında ûd yakılmalıdır. İsteyen bunu deneyebilir.

Ahmed Dalılân (Rahimehullâh) ın beyanına göre; bu salata günde yüz kere devam edene manevî perdeler açılır ve Allâh-u Te’âlâ‘dan başka kimsenin bilemeyeceği kadar nurlar saçılır.

Bu salâtın sahibi olan büyük kutub demiştir ki: “Ömründe bir kere bu salâtı okuyan cehenneme girerse Allah‘ın huzurunda beni yakalasın.” Bu sözün sahibi olan zat Abdülkadir-i Geylânî (Kuddise Sirruhû) dan sonra: “Benim bu ayağım doğuda ve batıda bulunan bütün velilerin boynu üzerindedir” diyebilmiş ikinci zattır. Bir kere kendisi Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) in kabrini ziyaret ederken Rasûlüllâh (Sallallâhu Aleyhi ve Sellem) ona şifahen: ” – ” “Allah seni ve zürriyetini mübarek kılsın.” diye hıtab etmiştir. Şa’rânî, Şihâb ve Münâvî gibi bir çok âlim bu zatı en mübalağalı ifadelerle methetmişlerdir. (es-Sâvî, el-Esrâru’r-Rabbâniyye, sh:45; Yûsuf-u Nebhânî, Efdalü ‘s-salevât, Salât no:50, sh:89-96)